Read more:
saçhakkındagenelbilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
saçhakkındagenelbilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ağustos 2013 Salı

Androgenetik alopesi nedir?

Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen saç dökülmesinin bu paterni androgenetik alopesi (AGA) olarak adlandırılır. Saç dökülmesinin en sık nedenidir.
Basit olarak ‘alopesi’ saç dökülmesini, ‘genetik’ kalıtımsal durumu, andro ise androgen hormonu olan testesteron ve dihidrotestesteronu (DHT) anlatmaktadır.
Erkeklik hormonuna bağlı genetik saç dökülmesi olarak ta adlandırılmaktadır. Bu seks hormonuna bağlı genetik durum sadece erkeklerin değil kadınlarında en sık saç dökülmesi nedenleri arasındadır.
Onlu yaşların ortalarından itibaren (ergenlik çağının başlaması ile), testesteron düzeyinin artması ile saç köklerinin etkilenerek miniatürizasyon oluşmasına neden olur. Miniatürizasyon ile başlayan süreç saçların dökülmesi ve kellikle sonuçlanır.
Androgenetik saç dökülmesi genetik olarak meyilli saç folikülleri üzerinde seks hormon etkileri sonucu meydana gelir. Saç dökülmesi birbirinden bağımsız 3 ayrı etki ile oluşur. Aşağıda bu etkileri ayrı ayrı inceleyeceğiz.
Genler, Hormonlar, Yaş, Bu üç etkinin bir arya gelmesi ile saç dökülme süreci başlayacaktır.
Genler:
Spesifik genlerin varlığı olmadan yaygın kellik gerçekleşmez. Saç dökülmesi ile ilgili genetik karakter otozomal dominant kalıtım biçimi ile geçer. Yani sorumlu genler hem anne hemde babadan gelebilir. Aslında sorumlu genler ile ilgili araştırmalar tamamlanmamıştır. Hala bir çok soru işareti vardır.
Genetik karakteri annemizden mi alırız?
Bu genetik karakteri annemiz veya babamızdan ya da her ikisinden de alabiliriz. Toplumda kelliğin anne tarafından geçtiği ile ilgili yanlış bir kanaat vardır.
Hormonlar:
Tüm normal erkek ve kadınlar erkeklik hormonu üretirler. Bunlar daha sık olarak Testesteron, Androstenodione ve Dihidrostestesterondur. Testesteron erkeklerde testis ve adrenaller, kadınlar da over ve adrenal gland tarafından üretilir. Bu hormonlar her iki seks içinde önemli olup, farklı yoğunlukta bulunur. Erkeklerde daha dominant bir role sahip olup cinsiyet farklılaşmasından sorumludur.
Testesteron 5-alfa-redüktaz isimli enzim aracılığı ile Dihidrotestesterona (DHT) dönüştürülür. Saç kökleri çevresinde çok sayıda 5alfa redüktaz enzimi vardır. DHT ve çok daha az miktarda testeron genetik olarak yatkın insanlarda saç köklerindeki 5alfa redüktaz enzimi ile etkileşerek kellik sürecini başlatırlar. Etkilenen saç kökleri önce kısalır ve incelir daha sonra dökülürler.
Sonuç olarak DHT belli bir zaman sonra androgenetik saç dökülmesinin kadın veya erkek paterninin oluşumundan sorumludur.
İşte kafamızın arka ve yan bölümlerinde yerleşmiş olan saç köklerimizin bu hormondan etkilenen reseptörleri (algılayıcıları) içermemesi estetik cerrahi saç ekiminin gelişmesinin temelini oluşturmuştur.
Genetik olarak saç azalmasına meyilli insanlar için saç ekimi sevindirici bir durum oluşturur.
Yaş: Androgenetik saç dökülmesinin başlaması için saç köklerinin belli bir süre bu hormonların etkisi altında kalması gerekir.
Saç dökülmesinin kesin bir başlama yaşı yoktur. AGA, ergenlik çağından sonra herhangi bir zamanda başlayabilir. Hormonsal değişikliklerle birlikte DHT artar, follikülde hasar ve bozulma oluşmasına neden olur. Bu basit, fakat göz ardı edilmemesi gereken bir süreçtir. Yavaş ya da hızlı olabilir. Onlu yaşlarda başlayabildiği gibi hayatın sonunda da başlayabilir. Belli bir hızla ilerleyebilen ya da bir miktar stabilize olup tekrar hızlanabilen dinamik bir süreçtir. Görüldüğü gibi genler ve hormonlar tek başına yeterli değildir.

SAÇKIRAN HASTALIĞI

Saçkıran; Yıllarca devam edebilecek bir süreklilikle saç kaybına neden olan bulaşıcı karakterde olmayan cilt hastalığıdır. Yuvarlak para büyüklüğünde yer yer ya da yaygın olarak bütün vücudu kaplamış halde olabilen saçkıran çoğunlukla sadece saç ve sakal bölgesini etkiler. Etkilediği alanda tüyler dâhil bütün saç ve benzeri yapıların dökülmesine neden olur bu yüzden saçkıranın etkilediği alanlar pürüzsüz ve parlak görünümdedir. Toplumun %5 ini hayatlarında en az bir kere etkilemiş olan saçkıran halk arasında çok iyi bilinir. Her ne kadar bir tür mantar hastalığı olarak bilinse de saçkıran aslında bir tür bağışıklık sistemi hastalığıdır.
Saçkıran kimlerde görülür?
Her iki cinsiyette de görülebilen saçkıran erkeklerde bayanlara nispeten daha fazla rastlanır. Ancak bu rastlanma oranı iki cinsiyet arasında çok belirgin değildir. Diğer yönden saçkıran toplumdaki çocuklar ve ergenlerde yetişkin ve yaşlılara göre daha fazla görülür. İlginç olan ise saçkıran görülen kişilerin ailelerinde de saçkıran görülme oranının artıyor olmasıdır. Yâda paralel olarak ailenizde saçkıran görüldüyse sizde de saçkıran görülme riski vardır. Vücudun bölgelerinde yoğun kıl bulunan kafa, kirpik, ense, kaş ve erkelerde yüz bölgesinde saçkıran diğer bölgelere göre daha fazla görülür.  Saçkıranın demografik özelliklerle(ırk) bir alakası yoktur. Yani dünyanın bütün milletlerinde görülebilir.

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Saç Dökülmesi

Hayatımızın belirli bir döneminde saçlarımız az ya da çok dökülür. Sağlıklı
bir erişkinin başında yaklaşık 100 bin saç kökü bulunur. Saç kökü
daima etkin değildir, yani saçlar sürekli büyümez. Her saç kökü büyüme
ve dinlenme evrelerinden oluşan bir döngü içindedir. Saç köklerinin
%90’ı etkin haldedir ve köke tutunan saç telinin büyümesini sağlar. Geri
kalan %10’uysa dinlenme halindedir ve bu evrenin sonunda başka saç telinin
büyümesine yol açacak şekilde dökülür. Saç büyümesinin 3 faklı evresi
vardır. Büyüme evresi (anajen faz), kıl kökünün saç ürettiği evredir. İki
ile 6 yıl arasında süren bu evrede, cildin içinde bulunan ve her 24 saatte bir
bölünen kıl kökü hücreleri etkin bir şekilde saç üretir. Saç telleri kıl köküne
sıkıca tutunur ve çekildiğinde acı verir. Saç telleri her gün ortalama 0,35
mm büyür. Birkaç gün süren geçiş evresinde (katajen faz) büyüme aniden
durur ve kıl kökünün yerini küçük bir hücre kümesi alır. Bu hücre kümesi
daha sonra yeniden saç üretebilir. Telojen faz denilen dinlenme evresi yaklaşık
3-4 ay sürer ve bu evrenin sonunda saç ya tararken ya da kendiliğinden
dökülür. Dökülen saçın kökü derine inerek yeni saç üretimi için hazırlanır.
Saçların %85’i büyüme, %1’i geçiş, %14’ü de dinlenme evresindedir.
Saç uzaması mevsimsel değişim gösterir. Bahar aylarının başlamasıyla saçların
uzaması artar, sonbahar aylarındaysa bu uzama azalır.
Her gün 50 ile 100 arasında saç teli tarama, yıkama ya da sürtünme
gibi sebeplere bağlı olarak dökülür. Bu tür dökülmeler iki ay kadar sürebilir
ve senede 3 kez tekrarlar. Bu miktarın üzerinde, 2 aydan uzun süren
dökülmeler, saçların aşırı incelmesi ve saçlı derinin yer yer açılması normal
kabul edilmez ve incelenmesi gerekir. Ancak yaş ilerledikçe saç telleri
incelir ve sayısı azalır. Yapılan araştırmalar, zaman içerisinde erkeklerin
%96’sının saçlarını farklı derecelerde kaybettiğini gösteriyor. Erkeklerde
saç dökülme sıklığının 30 yaş civarında %30, 50’li yaşlarda %50 olduğu
saptanmıştır. Saç dökülmesi sadece erkeklerin sorunu değildir, 40 yaş
üzerindeki kadınların da yaklaşık yarısında değişik derecelerde saç dökülmesi
görülür. Saçımızın dökülüp dökülmediğini anlamak için basit bir çekme testi yapmak genellikle yeterlidir. Bu test için saçın en az bir gün
yıkanmamış veya taranmamış olması gerekir. Başparmak ve işaret parmağı
arasında sıkıştırılan ve yaklaşık 60 tel içeren bir tutam saç sertçe çekilir.
Bu şekilde çekilen her alanda ortalama 5 saç telinin kopması o kişide
saç dökülmesi olduğunu gösterir.
Saç dökülmesine yol açan birçok sebep olsa da kalıtımsal unsurlar ilk
sırada gelir. Yaş ilerledikçe hem erkeklerin hem kadınların saçlarında seyrelme,
incelme ve çeşitli derecelerde dökülme görünür. Bu tür dökülme
büyük ölçüde genetik yatkınlığa ve erkeklik hormonları olarak bilinen
androjenlere bağlıdır. Doğum, tiroid bezi hastalıkları, demir eksikliğine
bağlı kansızlık, ateşli hastalıklar, ilaçlar, yanlış beslenme ve psikolojik stres
saç dökülmesine yol açan diğer sebeplerdir. Saç dökülmesi kişinin hayatını
tehdit eden bir hastalık olmasa da sosyal hayatını olumsuz etkileyen
bir durumdur. Saç dökülmesinin nedenleri ve tedavi seçeneklerinin dermatoloji
uzmanları tarafından belirlenmesi gerekir.

Androjenik Saç Dökülmesi

Saç ve kıl büyümesi esas olarak erkeklik
hormonları olarak da bilinen androjenlerin
etkisi altındadır. Ergenlik döneminde
testosteronun etkisiyle koltukaltı ve kasık
bölgesindeki ince tüyler kalın kıllara dönüşür.
Buna karşın, genetik olarak saç dökülmesine
yatkınlığı olan kişide, başta testosteron
olmak üzere androjen hormonlarının
etkisiyle kıl köklerinde ve onların ürettiği
saçların yapısında olumsuz değişiklikler
olur. Erkek tipi (androjenik) saç dökülmesi
denilen bu durum, saçta testosteronun etkilerine
karşı kalıtsal bir duyarlılık nedeniyle
oluşur ve erkeklerdeki saç dökülmelerinin
nedeninin %95 gibi büyük bir bölümünü
oluşturur. Testosteronun etkin hali olan
dihidrotestosterona dönüşmesini sağlayan
5α-redüktaz enzimi, erkek tipi saç dökülmesinden
sorumlu bir moleküldür. Kıl kökü
hücrelerine damar yoluyla ulaşan testosteron,
buradaki hücrelerin içine girerek dihidrotestosterona
dönüşür. Kıl kökü hücrelerinin
içinde testosteron ve dihidrotestosteron
algılayıcılar vardır. Bu hormonlar hücrelerin
saç üretimini olumlu ya da olumsuz
şekilde etkiler. Androjenik saç dökülmesinde
kan testosteron düzeyinde anormallik
yoktur, ancak kıl kökü hücrelerinin testosterona
verdiği yanıtta bozukluk vardır.
Androjenik tip saç dökülmesinde genetik
unsurlar önemli rol oynar. Son yıllarda yapılan
çalışmalar, 5α-redüktaz enzimini ve
androjen algılayıcısını kodlayan genlerdeki
bazı bozuklukların bu tür saç dökülmesiyle
ilişkili olabileceğini gösterdi.

kaynak:Doç. Dr. Ferda Şenel

6 Ağustos 2013 Salı

Sağlıklı saçlar için top 10 besin

Saçın, cildin üzerinde görünen kısmı tel, baş derisinin altında kalan kısmıysa kök, yani 'Saç folikülü'dür. Bu kısmı saçın beslenmesini sağlayan küçük bir depo diye nitelendirebiliriz. Saç telinin kalınlığını belirleyen ana etken saç folikülünün boyutudur. Bu boyutu belirleyen, genetik faktörlerin yanı sıra, kökün ne derece iyibeslendiğidir. Saç derisinden salgılanan sebumla (yağ) tıkanan kökün, iyi beslenmesi mümkün değil. Bu da fonksiyonunu iyi yapamaması, dolayısıyla saç telinin kalitesinin düşmesine neden olan önemli bir etken. Sabunla, köpürt ,durula.. Bunlar saç bakımı içi klasik tavsiyeler fakat yalnızca şampuan ve bakım kremi sağlıklı saçlara sahip olmanıza yetmez.  Özellikle yaz aylarının sona erdiği bu vakitlerde güneşin ve deniz suyunun yıprattığı saçlarınızı korumak sizin elinizde. Muhteşem saçların anahtarı duştan sonra , doğru mutfağa gidip saçlarınıza ihtiyacı olanı vermektir. Böylece yıpranmış saçlarınıza bakım yapar, hem de sonbaharda oluşabilecek saç dökülmelerine karşı önlem almış olursunuz. Mevsimle bir ilgisi yok ben doğuştan zayıf, cansız saçlara sahibim diyorsanız da sakın endişelenmeyin! Uzun, sağlıklı ve güçlü saçlara sahip olabilirsiniz hem de saç bakım ürünlerine , kuaförlere bir servet ödemeden. Dengeli ve besleyici bir diyet saçlarınızda harikalar yaratacaktır. Saçlarımızı, vücudumuzda olan biteni gösteren bir barometre olarak nitelendirebiliriz. İşte bu nedenle iyi ve dengeli bir beslenme, saçlar üzerinde önemli ve olumlu bir etkiye sahiptir. Tükettiğimiz tüm besinler, vücut tarafından küçük bileşenlere dönüştürüldükten sonra kullanılırlar. Tek yapmanız gereken saçınıza ihtiyacı olan besinleri vermektir.

İşte muhteşem saçlara sahip olmanızı sağlayacak   TOP 10 BESİN:

1.      SOMON: Omega-3 ile yüklenmiş somon, B12 vitamini ve demir içeren iyi kalite protein kaynağıdır. Kuru kafa derisinin  omega 3 yağ asitlerine ihtiyacı vardır, eksikliğinde kuru kafa derisi ve kurumuş saçlarla  birlikte bakışlarda donuklaşmaya neden olur.
Vejeteryanlara gelince , günlük beslenmeleri bitkisel omega-3 kaynağı olan keten tohumunu mutlaka günde 2 tatlı kaşığı içermelidir.

  1. Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler:Ispanak, brokoli gibi koy yeşil yapraklı sebzeler, vücudun sebum üretmek için ihtiyaç duyduğu   A ve C vitaminlerinin mükemmel kaynakları.
Saç foliküllerinden salgılanan yağlı madde vücutta doğal saç bakımı sağlar, Koyu yeşil yapraklı sebzeler vücuda kalsiyum ve demir de sağlar.

  1. Fasulye: Fasulye saçınız için iyi bir besin mi? Evet bu doğru. Kuru fasulye ve mercimek gibi kurubaklagiller saçlarınızın sağlıklı uzamasına yetecek kadar bol miktarda demir, çinko ve biotin içeren  iyi protein kaynaklarıdır. Nadir rastlanan biotin eksikliği saç kırılmalarına neden olur. ADA’dan Ms. Blatner günde 3 ya da daha fazla porsiyob mercimek ya da fasulye  tüketimini önermektedir.

  1. Yağlı Tohumlar(Fındık, Ceviz): Sağlıklı ve canlı saçlara sahip olmanın yolunun ceviz ve fındık tüketmekten geçtiğini biliyor muydunuz?

Brezilya  fındıkları sağlıklı saç derisi için çok önemli bir mineral olan selenyumun  doğadaki en iyi kaynağıdır . Ceviz de saç bakımına yardımcı AHA ve omega-3 yağ asitlerini içerir. Bu yağlı tohumlar pekan cevizi, kaju ve badem gibi müthiş derecede çinko içerir ki çinko eksikliğinde saç dökülmesi kaçınılmaz bir sonuçtur işte bu yüzden sağlıklı saçlar için hazırladığınız menüye fındık ve cevizi eklemeyi unutmayın.

  1. Tavuk  ve Hindi eti:  Tavuk ve hindi eti içerdiği yüksek protein sayesinde saçlarınızı     istediğiniz gibi sağlığına kavuşturur. Yetersiz ve düşük kaliteli protein saçlarınızın hem zayıflamasına hem de rengini kaybetmesine neden olacaktır.

  1. Yumurta: Konu saçlar olduğunda yumurtanın çırpılmış ya da  kızarmış olarak nasıl tüketildiğinin bir önemi yoktur. Nasıl servis edilmiş olursa olsun yumurta saçlarınız için bulabileceğiniz en iyi protein kaynağıdır. Yumurta ayrıca güzelliğiniz  için çok önemli olan biotin ve B12 vitaminlerini de içerir.

İyi kaliteli protein olması açınıdan diyette tokluk sağlama , kas yapımı, metabolizma hızlandırmada da oldukça etkili olan yumurtaya diyetinizde yer vermeniz saçlarınız için de güzel bir hediye olacaktır.


  1. Tam Tahıl:Tam tahıllı ekmekler ve tam tahılllarla zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler saçlarınız için yüsek dozda çinko, demir ve b vitaminlerini içerir. Kilo probeminiz olmasa bile sağlıklı beslenmek adına ekmek, un, makarna, bisküvi vb besinlerinizi bir an önce tam tahıllılarıyla değiştirebilirsiniz.

Ayrıca kio verirken saçlarınızın sağlığı da sizin önemliyse özellikle ara öğünlerde tüketmeniz de kilonuzu korumada büyük rol oynarken saçlarınızı da korur..

  1. İstiridye:İstiridyenin en önemli özelliği afrodizyak etkisidir, ama  sağlıklı saçlar üzerinde de bir o kadar etkilidir. Saçların uzamasında etkili çok güçlü bir antioksidan olan çinkonun anahtarı istiridye tüketmekte gizli.

  1. Düşük Yağlı Süt Ürünleri: Düşük yağlı süt ve yoğurt , saç sağlığı için çok önemli bir minberal olan kalsiyumun en iyi kaynaklarıdır. Düşük yağlı süt ve yoğurt aynı zamanda yüksek kalitede protein kaynakları olan whey ve kazein de içerir.
Sağlıklı saçlara sahip olabilmek için ana öğünlerde olduğu gibi ara öğünlerde de kalsiyumdan zengin besinler tüketmek mümkün. Öğleden sonraki ara öğünde tüketmek üzere evden çıkmadan çantanıza küçük bir kapta peynir atmanız yeterli. Ayrıca  omega-3 ve çinkodan zengin fındık, ceviz ve keten tohumu gibi besinleri günde 1 tatlı kaşığı tüketerek de saçlarınızın beslenmesini destekleyebilirsiniz.

  1. Havuç: Saç derisinin sağlığı için çok önemli bir vitamin olan   A vitamini için havuç mükemmel bir kaynaktır. Bakımlı ve sağlıklı saçlara sahip olmak istiyorsanız ana öğünlerinizde salatalarınıza havuç ekleyerek ve ara öğünlerinizde havuç tüketerek diyetinizde bu mükemmel besini ekleyebilirsiniz.

Diyetinize bu besinlerden yer vermediğinizde ve özellikle çok düşük kalorili diyetler uyguladığınızda kilolarınızla birlikte saçlarınızı da kaybetmeye başlayabilirsiniz. Düşük kalorili diyetlerde saçınızın sağlığı için çok önemli olan omega-3 , çinko,  A vitamini ve kalsiyum düzeyleri de düşük olacağından düşük kalorili diyetlere başladıktan bir süre sonra saçlarınız  donuk  ve yıpranmış  olabileceği gibi koparak hızla  dökülmeye başlar. Bu ciddi problemi önlemek için diyetinizi önce metabolizmanıza uygun düzenleyecek bir beslenme uzmanına başvuramalı ve omega-3 , A vitamini, çinko başta olmak üzere vitamin ve minerellerden zenginleştirilmiş bir beslenme programı uygulamalısınız.
 A vitamini: Saç tellerinin gelişimi için yardımcı, ama saç derisi üzerinde de dengeleyici bir rol oynuyor. Karaciğer, yağlı balık, süt ürünleri, yumurta, ıspanak, marul, kırmızı renk meyve ve sebzelerde bulunuyor.

B4 vitamini: Saç folikülü için gerekli. Patateste, yumurta sarısında, meyvelerde, lahanada, domates ve ette bulunuyor.
       
B5 vitamini: Saçların uzaması, güçlenmesi için önemli. Karaciğer, yer fıstığı, brokoli, hububatlar, karnıbahar ve avokado da bulunuyor.

B6 vitamini: Saçların canlılığı için gerekli. Kırmızı et, balık, yumurta, patates, muz, kuruyemiş, lahana ve ıspanakta bulunuyor.

Folik asit (B9): Saçlara canlılık ve parlaklık kazandırıyor. Karaciğer, ıspanak, lahana, brokoli, kuruyemişte bulunuyor.

E vitamini: Kan dolaşımına yararlı. Foliküllerin yaşlanmasını önlüyor. Kırmızı et, bitkisel yağlar, yumurta, yeşil yapraklı sebze, kuruyemişte bulunuyor.
Selenyum: Saç derisinin canlanması, kepeği önlemek için gerekli. Yumurta, ton balığı, domates, et, çikolatada bulunuyor.

Demir: Saç köklerini besliyor. Eksikliği durumunda saçlar zayıflıyor ve dökülüyor. Karaciğer, et, ceviz, yumurta sarısı, bira mayasında bulunuyor.

Çinko: Yağ üretimini dengeliyor. Deniz ürünleri, karaciğer, tavuk eti, kırmızı et, badem ve süt ürünlerinde bulunuyor.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Doğal Saç Bakımı Nasıl Olmalı?

DOĞAL SAÇ BAKIMI 
Sağlıklı saçlara sahip olmak için en önemli işlev düzenli biçimde yıkanmaktır. Saçların fırçalanması ise dökülen saçları, kir ve tozları uzaklaştırıcı işlev görmektedir. Saçın haftada en az bir ya da iki kez yıkanması gerekmektedir. Yağlı saçlar ise daha sık yıkanmalıdır ancak hergün saçın yıkanması ve şampuan kullanımı da sakıncalıdır. Saçlar temiz su ile iyice durulandıktan sonra kurutulmadan önce nazik bir biçimde taranmalıdır. Saçların kurulanmasında yumuşak bir havlu kullanılmalıdır. Eğer sert bir havlu kullanılır ya da çok şiddetli ovulursa saçlar kırılabilir. Saçlar elektrikli kurutucularla kurutulabilir ancak kurutucunun saça çok yakın tutulmaması gerekmektedir. Çünkü kurutma makineleri saçı yakabilir.
Saçların yıkanması için kullanılan şampuanların içeriğini kolay çözünebilir özellikteki yağ eritici bir madde oluşturmaktadır. Şampuanlara ayrıca koku, renk ve yoğunlaştırıcı maddeler eklenmektedir. Bu ek maddeler saçlı deride tahrişe yol açabilirler. Piyasada bulunan şampuanlarda kullanılan bazı maddeler allerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle şampuan seçiminde, niteliği bilinmeyen maddelerden kaçınılmalıdır.    
Saç diplerinde kepek varsa, sık sık çok sıcak olmayan su ve sabunla yıkamak yararlı olabilir. Saçlar bol su ile iyice durulandıktan sonra da kepeklenme önlenemiyorsa bir sağlık kuruluşuna danışılmalıdır. Hekim önerisi dışında saçlar için yararlı olduğu ileri sürülen maddeler güvenli olmayabilirler. Saç temizliğinde kişisel olarak kullanılan fırça ve taraklar sık aralıklarla sıcak sabunlu su ile yıkanmalı ve durulanmalıdır. Sağlık yararı dışında saçların temizlik ve düzeni, insanlar arasındaki ilişkilerde ve kendini iyi hissetmede etkisi olan olumlu dış görünüş açısından da önemlidir.


Dr. Mustafa KEBAT

4 Ağustos 2013 Pazar

SAÇ DÖKÜLMESİ
Saç dökülmesinin bir çok nedeni vardır. Bazı hormon bozuklukları özellikle tiroid hormon azlığı ve fazlalığı saç ve kaş dökülmesi yapar. Bunun yanısıra
kadınlarda testosteron hormon fazlalığı, yumurtalık kisti (polikistik over) gibi hastalıklar da saç dökülmesi yapar. Bu hastalıkların teşhis ve tedavisi için bir
ENDOKRİN UZMANINA başvurmak gerekir.
Saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden birisi de vitamin ve mineral eksikliğidir. Bu makalede saç dökülmesi ile ilgili vitamin ve minerallerden
bahsedeceğiz.
SAÇ DÖKÜLMESİ VEVİTAMİNLER
1. SAÇLARIN VİTAMİNİ: BİOTİN
Biotin eksikliğinde saç dökülmesi görülürse de biotinle yapılmış bu konuda bilimsel çalışma yoktur.
Biotin, bir çok metabolizma olayında görev alan ve suda eriyen bir vitamindir. DNA’nın çoğalmasında biotin’in önemli rolü vardır. Biotin 4 önemli enzimin
yapısına girer ki bu enzimlere karboksilaz enzimleri denir. Bu enzimler mitokondriumda bulunur ve heme ve demir metabolizmasında etkilidir. Bu
enzimlerden en önemlileri asetik koA karboksilaz (ACC), piruvat karboksilaz (PC), propionil coA karboksilaz (PCC) ve beta-metilkrotonil coA karboksilaz
(MCC)dır. Biotin bu enzimlerin yüzeyinde CO2 taşıyıcısı olarak önemli rol alır. Bu biyotine bağlı karboksilaz enzimleri doğuştan eksik olursa bebekte
doğumdan sonra ve bir yaş içinde oluşan şiddetli nörolojik hastalık oluşur.
Çiğ yumurtada bulunan avidin isimli bir protein biotin’in emilimini bozar. Uzun süre çiğ yumurta içenlerde biotin eksikliği olur. Bu nedenle yumurta çiğ
olarak içilmemelidir.
Biotin proteinler, folik asit, pantotenik asit ve B12 vitaminin kullanımını kolaylaştırır, tırnak ve saçları güçlendirir, kolesterol ve kan şekerinin normale
dönmesine katkıda bulunur.
Günlük ihtiyaç 35-60 mikrogramdır. Normal serum konsantrasyonu 1500 pmol/L dir.
Biotin Eksikliği:
İnsanlarda biotin eksikliği nadir görülür. Eksikliğinde saçlarda dökülme, seboreik dermatit, alopecia, cilt bozuklukları, depresyon, halsizlik, halusinasyon
(hayal görme) ve bacaklarda uyuşma ve karıncalanma olabilir. Biotin eksikliğinde demir metabolizmasında bozulma olduğu hücredeki mitokondriumda
biyotine bağlı karboksilaz enzimlerinin çalışmadığı saptanmıştır.
Hangi Gıdalarda Biotin Vardır:
Bira mayası, tam buğday, yumurta sarısı, karaciğer, tavuk, kuzu eti, tam buğday ekmek, balık, süt ve peynirde biotin vardır. Biotin, bakteriler tarafından
bağırsaklarda da üretilir.
SAÇ Dökülmesinde Biotin Tedavisi:
Biotin, günlük 30 mikrogram doza kadar güvenle verilebilir. Fazlası idrarla atılır.
2. OMEGA-3 (BALIK YAĞI): Saçların parlaklık kazanmasında etkilidir.
3. ÇİNKO EKSİKLİĞİ SAÇ DÖKÜLMESİ YAPAR:
Çinko, vücudumuzdaki birçok enzimin ve insülin hormonunun yapısında bulunan önemli bir mineraldir. Çinko vücudumuzda çoğunlukla iskelet kemikleri
ve kaslarda bulunur. Bağırsaklardan emilmesi için pankreasın salgıladığı enzimlere ihtiyaç vardır. Çinko vücutta birçok enzimin yapısında bulunur ve
ayrıca hücre membranı dediğimiz hücreyi çevreleyen zarda bulunarak hücreyi oksitleyici radikallerden korur. Çinko ayrıca RNA ve DNA’yı sabit hale
getirir ve DNA’nın iyi çalışmasını sağlar.
Çinko Hangi Gıdalarda Vardır?
Arpa, peynir, sığır eti, kepekli ekmek, tavuk, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, balık, patates, ceviz, badem, tam tahıl, kuru fasulye, lahana, ayçekirdeği,
karaciğer, kuzu eti ve tahıllarda çinko vardır. Kırmızı et ve tavuk eti gibi hayvansal gıdalarda bulunan çinko daha kolay emilir.
Diyete ilave olarak çinko ve demir alınacaksa, ikisinin farklı zamanlarda alınması gerekir.
Çinko Eksikliği:
Çinko eksikliğinde şu belirtiler oluşur:
•Büyümede gecikme
•Kıllarda dökülme ve saç dökülmesi (alopesi), saç renginde değişiklik
•İshal
•Ergenliğe girememe,
•Seksüel gelişim bozukluğu (hipogonadizm)
•Penis sertleşmesinde zorluk (empotans)
•Sperm sayısında azalma (oligospermi)
•Göz ve deri yaraları
•İştah kaybı
•Kilo kaybı
•Yaraların iyileşmesinde gecikme
•Ağız tadında bozukluk
•Bağışıklık sisteminde zayıflık ve kolay hastalanma
•Gece körlüğü
•Cilt hastalıkları
Çinko Eksikliği Nasıl Anlaşılır?
Çinko eksikliği için kanda çinko seviyesini ölçmek gerekir. Kanda 60 mikrogram/dl’den az ise çinko yetmezliği vardır. Yalnız kandaki çinko seviyesi
dokulardaki çinko hakkında yeterli bilgi vermez. Dokularda çinko eksikliği olup olmadığını anlamak için eritrosit alkalen fosfataz veya serum süperoksit
dismutaz aktivitesini ölçmek gerekir. Kanda alkalen fosfataz düzeyinin çok düşük olması da çinko yetmezliğini düşündürebilir.
Çinko Fazla Alımının Zararı?
Fazla alınan çinko kişilerde bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı yapar. Genellkle çinko bulaşmış içecekler ve gıdalarla bu çinko zehirlenmesi ortaya çıkar.
Uzun süre çinko alanlarda bakır yetmezliği ortaya çıkabilir.
4. SELENYUM FAZLA ALINMASI SAÇLARI DÖKER
Selenyum rastgele alınacak bir mineral değildir. Kan seviyesine bakılarak alınmalıdır. Yüksek doz selenyum vücutta zararlı etkiler yapar. Bu yan etkiler
saç dökülmesi, tırnak kırılması, yorgunluk, karaciğer hasarı, bağırsaklarda bozukluk, dalak büyümesi ve cilt iltihabıdır. Özellikle günde 400 mikrogramdan fazla alınması zararlıdır. Kan selenyum seviyesi devamlı 137 mikrogram/dl üzerinde olan kişilerde diyabet (şeker hastalığı) gelişme riski artmaktadır.
5. DEMİR EKSİKLİĞİ
Kadınlarda ve erkeklerde saç dökülmesi yapan en önemli eksiklik Demir eksikliğidir.
Demir eksikliğinin başlıca nedenleri nelerdir?
•Diyetle az demir almak, kırmızı et yememek, vejetaryen bir diyet uygulamak
•Bağırsaklardan demir emiliminin az olması (mide ameliyatları geçirmek, midede helikobakter pilori enfeksiyonu olması) ve bağırsak hastalıkları
•Aşırı kan kaybetmek; adetlerle aşırı kan kaybı, rahimde spiral kullanımı, ameliyatlarda kan kaybı
•Demir ihtiyacının artması (gebelik, aşırı egzersiz yapılması gibi)
•Dializ hastaları
•A vitamini eksikliği
Teşhis için kanda demir ve ferritin düzeylerine bakılır. Düşük ise alınır.
Demir İlacı Rasgele Alınacak Bir İlaç Değildir:
Demir, rasgele alınacak bir ilaç değildir. Alınan demirin fazlası vücutta özellikle kalp, karaciğer ve kemik iliğinde birikerek zararlı olur. Kanımızda demir çok
artarsa karaciğerde siroz ve kalp yetmezliği gelişebilir. Bu nedenle erişkin yaştaki erkekler ve menopozdaki kadınlarda demir eksikliği yoksa ilave demir
alınmamalıdır. Sık kan alan hastalar da demir ilacı alırken dikkatli olmalıdır.
6. D VİTAMİNİ eksikliği ile saç dökülmesi i arasında insanllarda yapılan çalışmalarda ilişkili bulunamadı. Ancak D vitamini geni yok edilen farelerde
saçlar dökülüyor.
7. Hayvan çalışmalarında L-karnitin saçlar üzerine etkili bulundu.
8. L-lysin amino asit eksikliği saç dökülmesine katkıda bulunmaktadır.
KAYNAKLAR:
1. Prof Dr Metin Özata, Vitamin Mineral Bitkisel Ürün Rehberi, Gürer yayınları, 2008

2 Ağustos 2013 Cuma

Saç Dökülmesi Çeşitleri

Erkeklerin %30’unda 25 yaşında, %40’ında 40 yaşında, %50’sinde 50 yaşında androgenetik saç dökülmesi (erkek tipi belirtileri gözlenir. Kadınların % 20-30’unda da erkek tipi saç dökülmesi görülür. 
Erkek tipi saç dökülmesi çeşitleri:
TİP I: Ön saç çizgisi çok az gerilemiştir, ya da hiç gerilememiştir
TİP II: Şakakları her iki tarafta saçsız ya da çok az saçlı bırakacak şekilde derin gerileme. 
TİP III: Ön saç çizgisi, ortada bir adacık bırakmadan orta hatta kadar gerilemiştir
TİP III: VERTEKS: Saç dökülmesi daha çok tepededir.
TİP IV: Ön ve şakaklardaki gerileme daha belirgin, tepedeki saçsız alan daha geniştir.
TİP V: Öndeki ve tepedeki saçsız alanlar genişlemiştir. 
TİP VI: Öndeki ve tepedeki saçsız bölgeler daha da genişlemiş ve birleşmiştir.
TİP VII: Saç çizgisi arkaya kadar gerilemiştir. Saçlı olan arka ve yanlarda seyrelme mevcuttur.
TİP II A: Ön saç çizgisinin bir bütün halinde gerilemesi.
TİP III A: Bir bütün halinde daha da gerilemiş ön saç çizgisi.
TİP IV A: Ön saç çizgisi orta hattın gerisine kadar çekilmiştir.
TİP V A: Saç dökülmesi tepeye kadar ulaşmıştır.


1 Ağustos 2013 Perşembe


Genetik Saç Dökülmesi



Her iki cinste de görülen genetik olarak taşınan bir dökülme tipidir. Erkeklerde görülen saç dökülmelerin % 95 ini, kadınlarda görülen dökülmelerin % 50 sini bu tip dökülme oluşturur.Anne ve babada saç dökülmesi olmaması dökülmenin genetik olmadığını göstertmez çünkü kişinin dedesinin dedesindeki bir gen kişide ortaya çıkabilir.
Kadın ve erkeklerde ortaya çıkan fizyopatolojisi tam olarak aydınlatılmış bir tür dökülmedir. Saç kaybının en sık sebebi genetik dökülmelerdir.Ailesel saç dökülmesi sebebi bilindiği için en yüksek başarıyla tedavi edilen dökülme tipidir.Uygun tedavilerle % 90 lardan fazla başarı elde edilebilmektedir.Bilimsel izahı şu şekildedir;testis ve böbrek üstü bezlerden (kadınlarda en büyük kaynak burasıdır) salgılanan testosteron kıl köklerinde 5 alfa redüktaz enzimi tarafından DHT (Di Hidro Testosteron) ye dönüştürülür.Oluşan bu hormon saç köklerine hasar vererek saçın giderek zayıflayıp dökülmesine sebep olur.DHT herkeste vardır ama saç kökünde DHT ye karşı reseptör olan kişilerde saç dökülmesi olur.Yani hormonun fazlalığı dökülme sebebi değildir köklerin hormona karşı duyarganlığı dökülme sebebidir.
Dökülmenin bu şekilde olduğu hastalarda tedavi seçimi bu sorunlara yönelik olmalıdır,yani saç dökülmesi tedavisinin olmazsa olmazı 5 alfa redüktaz enziminin engellenmesi ve DHT oluşumunun durdurulmasıdır.Buna ek olarak kök uyarıcı ürünler ve saç besleyici maddeler birlikte alınmalıdır

Sayfalar